Perşembe 12 Eylül 2069
Haliç / İstanbul
Her zamanki saatte ayaktayım yine, hava bugün oldukça güzel. Penceremden aşağıya bakınca “Ohhh Haliç seviyorum bu güzelliği”. Etrafı ne kadar güzel, yemyeşil ağaçlarla dolu, güzel küçücük bir orman, hele masmavi suyu... Aslında bugün Haliç’e gidip yüzmek isterdim ama neyse... Balat’ta, residanstaki stüdyo dairemin 234’ncü katından İstanbul’u seyretmek öyle güzel ki!.. Yemyeşil İstanbul...
Hadi artık işe gitmem gerekiyor. Asansörle aşağıya indim, binanın hemen önündeki Balat hava taksi durağına gideyim... Yenikapı’ya yetişmeliyim. Kahvaltıyı artık trende yaparım.
TSİ 07.45
Uluslararası Manyetik Trene şimdi bindim, 45 dakika var Newyork’a ulaşmam için. Bu sırada gazetemi de okurum. Saat tam 9’da işte olmalıyım, bugün önemli bir toplantım var Çinli arkadaşlarla... Mars’ta yeni bir işyeri açmayı düşünüyoruz.
TSİ 08.35
Tamam işyerine yetiştim, beni bekliyorlar... “Merhaba, hoş geldiniz”. “Evet beyler!.. Galaksiler Arası Avrasya Emlak Şirketimiz’in karlılık oranını artırabilmesi için yeni yerleşim alanlarını bir an önce satışa çıkarmalıyız. Biliyorsunuz ay üzerindeki tüm alanlar satıldı. Ben dün Türkiye saatiyle 4’te Bay Keanu Reevs’le görüştüm. Gezegenin en büyük vadisi Valles Marineris’in yerleşim alanlarını bizim pazarlamamızı istiyor. 3000 km boyunca uzanan bu kanyonun yanındaki toprakları hesaplayın beyler... Bay Reevs’e, Schiaparelli Krateri’ni de pazarlayabileceğimi söyledim. Bu konu üzerinde düşünüyor ve benimle tekrar ayrıntılı bir şekilde görüşmek istiyor... Eğer kabul ederseniz ben bu işi bitireceğim, siz de bana ülkenizden toprak satın almak isteyen müşterilerinizi göndereceksiniz. Böylece iki taraftan da kazanacağız... Ne dersiniz?”
Ohhh!.. Çok güzel bir anlaşma oldu. Bu gün çok iyiyim. Saat 5 treniyle evime gidip dinlenmek istiyorum. Çünkü yarın Ağrı’ya gidip uzay asansörüyle Uluslararası Uzay İstasyonu’na geçeceğim ve oradan kalkacak gemiyle Mars’a gideceğim. Yarın güzel bir gün olacak...
TSİ 07.20
Cuma 13 Eylül 2069
Haliç / İstanbul
Sabah ilk iş olarak Mars Seyahat’e telefon açıp bir bilet almak istedim. Bugün çok şanslıyım, Mars’la dünya arasındaki 2 senede bir konum yakınlaşması dönemine rastlamışım. Ucuz tatil gemilerinden birine binebilirim. Işık Hızı gemilerine binmeme gerek kalmadı. Hem paradan tasarruf hem de ufak bir tatil, iki günlük hahaha... Neyse şimdi Ağrı dağına gideyim, saat 11’e kadar uluslararası Uzay İstasyonu’na çıkmalıyım.
TSİ 11.01
Cuma 13 Eylül 2069
Dünya Yörüngesi ISS - Viking Uzay Gemisi
Hımmm, gerçekten ISS’te hiç beklemeden Viking 748 uzay gemisindeki odama yerleştim. Oldukça güzel bir gemi, evet iyi ki bu gemiyi tercih etmişim... Şimdi eşyalarımı odama bırakıp yerçekimsiz yüzme havuzuna girmek istiyorum.
Biraz sonra bavulumdan mayomu, havlumu ve sualtında nefes almam için gerekli olan ağızlığımı alıp derhal yerçekimsizlik havuzuna gittim.
Harika bir duygu bu!.. Uzun süredir kendime zaman ayırmıyordum... Enfes, kendimi hem boşlukta hissediyorum hem de yüzebiliyorum. 30 dakikadır suyun altındayım iyi yoruldum... Tamam çıkayım artık. “Ahh...” Hayallah kızın saçları sualtı nefes alma ağızlığıma girdi... Hemen havuzdan çıktım, biraz ileride birkaç genç toplanmış kahkahalarla sohbet ediyorlardı. Tamam şimdi arkadan görünce anladım bu o kız; “Pardon bakar mısınız? Siz neden bonenizi takmadan havuza giriyorsunuz, az daha boğulacaktım”. Kız başını çevirip bana bakınca o güzel, gülümseyen yüzüyle karşılaştım. Gözlerimin içine bakıp “Özür dilerim, aniden başımdan çıkıverdi, size kendimi nasıl affetirebilirim, adım Zeyno, nasılsınız?” deyince; Türk olduğunu anladım. “Ben de Hakan, tanıştığımıza memnun oldum” dedim. Yüzüme çok mutlu bir bakış atarak arkadaşlarının yanına gitti. Hiç birşey diyemedim. İlginç bir davranış ve enteresan biri... Kızgınlığımı bir anda unutturdu ve çokta güzel...
Neyse odama dönüp biraz uyumak istiyorum. Bu iki günlük Mars tatili ilginç geçecek galiba...
Devam edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder